AVRUPA

KARADAĞ Gezi Rehberi

Karadağ Gezi Rehberi ….. Karadağ, yüz ölçümü olarak İzmir’den biraz büyük. Adını sahip olduğu kara dağlardan almakta. Zaten Monte Negro da aynı anlama gelmekte, Karadağ O kadar dağlık ki, ülkeyi ütüleseler Avrupa’nın en büyük ülkelerinden olurmuş.

Osmanlı Döneminde Rumeli Beylerbeyliği’ne bağlı bir sancakmış.

Çok rastlanmayan körfez içinde körfez oluşumunu burada görmek mümkün. Bu özellik denizin temizliğini de etkiliyor. Özellikle Kotor’un da bulunduğu iç körfezde akıntı çok olmadığından deniz çok temiz değil. Eğer deniz tatili için geliyorsanız Budva ya da Bijela’da konaklayabilirsiniz.

karadağ 16

Karadağ’a ne zaman gitmeli?

-Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü Karadağ’a gitmek için bence en ideal zaman Mayıs ayından Eylül ayının sonlarına kadar olan dönem. Biz Mayıs ayının ortalarında gittik. Buna rağmen hava, üşümeden denize bile girilecek sıcaklıktaydı.

Karadağ’a Ulaşım

Başkent Podgorica ve Tivat için THY’nin İstanbul kalkışlı seferleri var. Vaktiniz bol, vize probleminiz de yoksa özel aracınızla da gidebilirsiniz. İstanbul-Podgorica arası mesafe 1.152km. Önce Bulgaristan’a sonra da Sırbistan’a giriş yapıyorsunuz.

Karadağ vize istiyor mu?

Hayır, Türklerden vize istemiyor. Ancak elinizi çabuk tutun. Yakın zamanda Avrupa Birliğine giriyor. Avrupa Birliğine girdikten sonra ülkeye giriş için Shengen vizesi almanız gerekecek.

Karadağ’da araba kullanmak

Herhangi bir sıkıntı yaşayacağınızı düşünmüyorum. Ters trafik yok. İnsanlar kurallara son derece saygılı. Döner kavşaklara girerken boş olmasına dikkat edin. Zira kavşakta olanın geçiş üstünlüğü var. Maazallah üstünüze çıkıverirler. Bu genel bir kural olsa da bizim ülkemizde özellikle de İstanbul’da çok uygulanamadığından tuhaf geliyor.

Ülke çok dağlık olduğu için yollar virajlı. Bu hız yapmanıza engel oluyor. Zaten yapmayın. Doğa o kadar güzel ki, giderken bu güzelliğin tadını çıkarın. Zaten birçok yerde radar var haberiniz olsun.

KARADAĞ Gezilecek Yerler

KOTOR

Kotor burada hem bir ortaçağ şehrinin hem de bulunduğu körfezin adı. Ben şimdi sizinle tarihi şehir ile ilgili deneyimlerimi paylaşacağım.

KOTOR HAKKINDA KISA KISA

-Kotor en güzel ortaçağ şehirlerinden biri. Hiçbir zaman Osmanlı himayesine girmemiş.

-Uzun yıllar, Venediklilerin himayesinde kalan şehirde, yemeklerinden mimarisine İtalyan esintisi hemen seziliyor.

Sahil yolunda büyük bir otopark var. Bir şansınızı deneyin. Otoparkın hemen karşısındaki ana kapıdan eski şehre giriş yapabilirsiniz. Kapının üzerinde Tito’nun bir sözü yazılı. Anlamı çok hoşuma gitti. “Size ait olmayanı istemeyin, size ait olandan da asla vazgeçmeyin.”

-Sahildeki bu otoparkta yer bulamazsanız telaş etmeyin. Işıklardan sağa dönün. Sonra tekrar ilk sağa döndüğünüzde biraz ileride büyük bir otopark daha var. O zaman eski şehre nehir kapısından giriş yaparsınız.

San Giovanni Kalesi

Bu tarihi şehre bir de kuş bakışı bakayım derseniz kaleye çıkmanız lazım. Yol üstünde bir de kilise var. Giriş ücreti 8 euro. Altı kaymaz, rahat bir ayakkabı giymeye dikkat edin. Biz gittiğimiz gün hafif yağmur yağmıştı. Bilet gişesine gidene kadar yürüdüğümüz yol o kadar kaygandı ki biz kaleye çıkmaktan vazgeçtik. Üstelik spor ayakkabı giymiştik.

Ordu Meydanı( Piazza of the Arms)

Surlardan içeri girer girmez ayak bastığın meydan.

Saat Kulesi

karadağ 22

Ana kapıdan içeri girdiğinde karşına çıkıyor. 300 yıldır bakımını Avusturyalı bir aile yapıyormuş.

Utanç Sütunu

Saat kulesinin dibindeki üçgen uçlu sütun. Kotor’da suç çok az işlendiğinden şehre hapishane yapmamışlar. Onun yerine suç işleyeni bu sütunun önüne getirip, utandırırlarmış.

karadağ 23

St Tryphon Katedrali

Hırvat Katoliklerin kilisesi. Aziz Tryphon’un kemikleri burada sergilenmekte. Aslında Aziz Tryphon Anadolu’da yaşamış ve ölmüş. Azizlerin kemiklerine sahip olmak o dönemlerde bir prestij meselesiymiş. Venedikliler azizin kemiklerini Bizanslılardan satın almışlar. Dönerken büyük bir fırtına çıkınca Kotor’a sığınmışlar. Fırtına dindikten sonra tam yola çıkacakken bir fırtına daha çıkmış. Bunu bir işaret olarak algılayıp kemiklerin burada kalmasına karar vermişler.

Nehir Kapısı

karadağ 25

Daha önce de bahsettiğim gibi Osmanlı Barbaros Hayrettin Döneminde burayı almak için çok uğraşmış. 10’u aşkın sefer düzenlemiş ancak başarılı olamamış. Halkın Osmanlıya direnişini simgelemesi amacıyla bu kapı yapılmış.

St Nicolas Kilisesi

Ortodoksların kilisesi

Kotor Stari Grad Otoparkının önünden tur tekneleri kalkıyor. Perast’a gitmek için görüşebilirsiniz.

KOTOR’DA YEME-İÇME

Palaçinka, buranın sevilen lezzetlerinden. Bizim krepten bir farkı yok.

Genellikle İtalyan mutfağından etkilenmiş. Deniz ürünleri ağırlıklı. Biz öğlen St. Tryphon Katedral’inin olduğu meydandaki Sara Restoran’da pizza yedik ama çok beğenmedik. Amacımız lezzetten ziyade gölgede oturup, dinlenmek olduğu için problem etmedik. Oysaki 50 metre gerisinde harika dilim pizza satan bir yer vardı. Ancak oturma yeri yoktu. Gezerek yemek zorundaydık.

Müdavimleri için Hard Rock Cafe’de var.

Milföy pastayı çok seven biri olarak öğlen gezerken Cesare Restoran Bar dikkatimi çekmişti. Krempitaları (Burada milföy pastaya krempita diyorlar) meşhurmuş. Akşam yemek sonrası kahvelerimizi krempita eşliğinde burada içtik. Canlı müzik de vardı. Kahve güzeldi ama milföyü çok başarılı bulmadım.

DOBROTA

Karadağ’daki birçok yer gibi burası da İtalyan mimarisinden etkilenmiş. Kotor’a arabayla 5-10 dakika mesafede. Genellikle yerel halkın yazlık yeriymiş. Bizim buraya uğrama amacımız çok övgüler alan Konoba Portum Restoran’da yemek yemekti. Gerçekten de sunumundan servisine, lezzetinden ortamına kadar her şeyiyle çok memnun kaldık. Fiyatlar da İstanbul’a göre makuldü.

karadağ 31

PERAST

Karadağ’ın gezilmesi gereken yerlerinden Perast. Arabayla geliyorsanız şehre girişte sizin park etmenize yardımcı, değnekçi sandığınız kişiler karşılıyor. Meğer onlar Our Lady of The Rocks yani Kayaların Leydisi  Adası’na müşteri taşıyan teknelerin değnekçisiymiş. Eğer tekne bileti almazsak buraya park edemeyeceğimizi söylediler. Zaten gidecek olduğumuz için sorun etmedik. Görevli hemen biletimizi kesip, tekneye kadar bize eşlik etti. Kişi başı 5 Euro.

Perast’a deniz yoluyla da gelebilirsin. Kotor Old Town’daki limandan kalkan tekne 3 saat boyunca Perast, Kayaların Leydisi Adası, Mamula Adası ve Mavi Mağaraya uğruyor. Kişi başı 30 Euro.

Kotor- Perast kara yoluyla 15 dakika sürüyor.

Gezilecek yerler:

Kayaların Leydisi Adası ( Our Lady of The Rocks )

karadağ 39

Önce çok enteresan olan yapılış hikâyesinden başlayayım. Efsaneye göre yıllar önce iki balıkçı, denizin ortasındaki bir kayada Meryem Ana İkonası bulur. Yanlarına alıp anakaradaki kiliseye götürürler. Ancak heykel o gece kaybolur ve ertesi gün yine aynı kayanın üzerinde bulunur. Bunu bir işaret sayan Persatlılar, heykelin bulunduğu kayalığa bir kilise yapmaya karar verir. Bunun üzerine o günden sonra seferden dönen her denizci bu noktaya gelip taş atmaya başlar. Zaman içinde biriken bu taşlar bu adayı oluşturur.  Etrafına çekilen set duvar sayesinde taşların kayması engellenir. Daha sonra oluşan bu suni adaya bir kilise inşa ederler.

O günden beri her yıl 22 Temmuz’da ( Meryem Ana heykelinin bulunuş yıldönümü) Perast Halkı bu efsaneyi anmak için bir festival düzenliyormuş. Denize açılan tekneler, kıyıdan topladıkları taşları adaya atıp geri dönüyormuş.

O dönemlerde seferden dönen denizciler yaşadıkları maceraları gümüş sikkelere basarlarmış. Bu gümüş sikkelerden 2000 kadarı bugün kilisenin duvarlarını süslemekte.

Kilisenin içinde bir de müze var. 2 Euro’ya gezebiliyorsun. Orada öyle bir eser var ki görmeden dönmek olmaz. Sevgilisinin gittiği seferden sağ salim dönmesine adanarak yapılmış bir adak halısı. Saf Çin ve Japon ipeği kullanılarak yapılmış. Dünyanın en detaylı nakışıymış. Onu çok özel kılan ise; Bu nakışı işleyen kadının saçlarını da işlemede kullanmış olması.

karadağ 29

Eserin tamamlanması tam 25 yıl sürmüş. Tabi bu arada kadının saçları da beyazlamış. Bu renk değişimi doğal olarak goblene de yansımış. Saçlarla işlenen kısımlar, meleklerin ve Meryem Ana’nın saçları. Dikkatli baktığınızda renk değişimi rahatlıkla fark edeceksiniz. 25 yılda tamamlanan bu eserin sonunda Jacinta Kunic Mijovic isimli kadın kör olmuş. Sevgilisi de maalesef dönmemiş.

Sveti djordje Adası ( St George Adası)

karadağ 27

Kayaların Leydisi Adası’nın karşısında bulunan doğal ada. İçinde bulunan kilise faal olduğundan turistik ziyarete kapalı.

Sveti Nikola kilisesi

1691 yılında yapılmış Katolik kilisesi. 55 metrelik çan kulesine sahip. Bunlar Avrupa’da dönemin en büyük çanlarıymış. Çan kulesine 1 euro karşılığında çıkabiliyorsun.

BUDVA

Karadağ’da özellikle deniz tatili için tercih edilen bölge Budva. Büyük oteller ve casinolar var. Bizim Antalya bölgesi gibi daha çok Ruslar tercih ediyor. Sahildeki restoranlar hem hesaplı hem de kaliteli. Plajları nedeniyle çok tercih edilince buraya da koca koca binaları zamanla dikivermişler. Bu da şehrin tarihi atmosferine oldukça zarar vermiş. Budva Old Town ve Sveti Stafan bu bölgenin gezilecek yerleri.

STARİ GRAD (OLD TOWN )

Daracık sokakları, Arnavut kaldırımlarıyla oldukça şirin bir yer. Etrafı surlarla çevrili olan bu bölge neyse ki çok iyi korunmuş. Citadel, Azize Maria Manastırı, Aziz Sava Kilisesi, Arkeoloji Müzesi, Aziz Ivan Kilisesi içeride yer alan tarihi yapılardan.

CİTADEL

Harika bir manzaraya sahip olan hisar, Budva’yı denizden gelecek tehlikelerden korumak amacıyla yapılmış. Giriş ücreti 3,5 Euro. Old Town’da bulunan tarihi yapıların birkaçı bunun içinde bulunuyor. Terasından Budva’yı seyredebilirsiniz.

karadağ 8

SVETİ STAFAN

15.yy da balıkçı kasabası olarak kurulmuş. 1442 de Osmanlı kuşatmalarına karşı etrafını kale duvarlarıyla çevirmişler. Başarılı da olmuşlar. Osmanlı İmparatorluğunun ele geçiremediği yerlerden Budva ve Kotor.

Günümüzde ise dünyanın en güzel butik otel zincirlerinden biri tarafından otel olarak işletiliyor. Ünlü Holywood yıldızları, futbolcular ve siyasetçileri ağırlamış. Adaya sadece otel müşterileri girebiliyor. Ya otelde konaklayacaksınız, ya da restoranında yemek yiyeceksiniz. Budva merkeze arabayla 15 dakika mesafede.

karadağ 37

Adayı anakaraya bağlayan yolun iki tarafında da plaj var. Bizim gittiğimiz dönem henüz sezon açılmadığından oldukça sakindi. Sezonda nasıl olur bilemem.

Plajın hemen arkasında bir restoran da var. Bence buraya ya güzel fotoğraf kareleri yakalamak ya da plajını kullanmak için gelinir. Çok bir özelliği yok.

TİVAT

Burası Porto Montenegro’nun olduğu yer. Açılan bu marina sayesinde fiyatlar Karadağ’daki diğer yerlere göre bir tık yukarıda. Örneğin Karadağ’ın diğer bölgelerinde 100.000 Euro’ya ev alabiliyorken Porto Montenegro’da evler 1.000.000 Euro’dan başlıyormuş. Bunları da zaten koca koca tekneleri olan milyarderler aldığı için problem yok. Alan memnun satan memnun yani. Buraya gelmek için körfezi dolaşabileceğiniz gibi eğer bizim gibi Bijela ya da Herzeg Novi tarafında konaklıyorsanız, feribotla da gelebilirsiniz.

karadağ 1

Kamenari – Lepetane arasında düzenlenen seferle 5-10 dakikada karşıya geçebiliyorsunuz. Biz iki kişi ve araç için toplam 4 Euro ödemiştik. Sefer saati yok. Dolmuş misali çalışıyor.

PORTO MONTENEGRO

karadağ 15

Eğer araba ile geliyorsanız bulmanıza yardımcı bir ipucu vereyim. Tivat’a girince merkeze doğru Ortodoks kilisesi göreceksiniz. Onu geçip sağa döneceksiniz. O yol sizi Porto Montenegro’ya götürecek. Porta yakın otopark da var.

Gelelim burası hakkındaki izlenimlerimize. Hayalimde daha lüks daha şatafatlı düşünmüştüm. Bana biraz sıradan geldi. İçinde birkaç mağaza ve birçok restoran var.

karadağ 2

HERCEG NOVİ

Bizim kaldığımız bölgeye çok yakın olmasına rağmen burayı son güne bıraktık. Amacımız tekne gezisiyle Blue Cave ve Mamula Adasını görüp oradan da Bosna Hersek’e geçmekti. Hem yolumuzun da üzerindeydi. Sabah kahvaltı sonrası geldik Herceg Novi’ye. Önce Stari Grad diye adlandırılan eski şehri gezdik. Artık Karadağ’da bulunan tüm Stari Grad’lar aynı gelmeye başlamıştı. Arnavut kaldırımlı bu şirin yeri şöyle bir gezdikten sonra kale kapısına doğru ilerledik.

karadağ 43

İçeriye giriş ücretliydi. Kişi başı 3 Euro ödeyerek içeri girdik. İçeride pek bir şey yoktu. Limanı ve şehri seyir terasından şöyle bir fotoğrafladıktan sonra doğru limana gittik.

karadağ 18

Mamula Adası

Birkaç tur teknesinin satış ofisine gittik ama sonuç hayal kırıklığı oldu. Seferler her gün saat 10.00 ve 15.00 de yapılıyormuş. 15.00’i beklersek Mostar’a geç kalırdık. Özel tekne ayarlayamaz mıyız? Diye sorduk 1-2 yere, sonuç hüsran. O sırada yanımıza bir bey yaklaştı. İstersek 100 Euro karşılığında bizi götürebileceğini söyledi. Al takke ver külah 80 Euro’da anlaştık. Zaten tur teknesiyle de gitsek kişi başı 20 Euro ödeyecektik. 40 Euro fazla ödedik ama sonuçta tekne bize ait oldu. Limandan ayrılan teknemizle önce Hırvatistan sahillerini selamladık. Oradan Mamula Adasına gittik. Adada bulunan kale 19. YY ortalarında Avusturya-Macaristan Ordu komutanı Lazar Mamula tarafından savunma amacıyla yapılmış. İkinci Dünya Savaşı sırasında toplama kampına dönüştürülmüş. Günümüzde ise özelleştirilerek içinde marina ve otel’in bulunduğu lüks bir resort yapılmasına karar verilmiş. Özelleştirildiği için adaya çıkamıyorsunuz. Dışarıdan görülen de inşaattan ibaret. Yani çok bir özelliği yok. Adamlar güzel pazarlıyor valla.

Blue Cave

Oradan 1 saat daha yolculuk yaparak Blue Cave’e vardık. Enteresan bir oluşum. Mağaraya iki yerden giriş var. İçeride yarasaların yuva yaptığı büyük bir de oyuk var. Tekneyle içine girerken loş bir mağaraya girer gibiydik. Sonra tekne girdiğimiz açıklığa doğru bir döndü. Bir anda kendimizi masmavi bir denizin ortasında bulduk.

karadağ 19

Diğer teknelerden insanlar denize çoktan atlamış, yüzüyordu. Dayanamadım ben de girdim. Mağaranın diğer girişine doğru yüzdüm. Gün ışığına çıktığımda masal kabus oldu. Aman tanrım! Deniz o kadar pisti ki. Her yerde yarasa pislikleri vardı. Allahtan kafamı sokmamıştım. Hemen tekneye geri döndüm. Diğer gençler aldırış etmeden yüzüyordu. Denizin durumu hakkında ben buradan sizi uyarayım. Kararı siz verin.

Toplam 4 saatlik bir tekne gezisi sonunda Herzeg Novi’ye döndük. Dört saat sonunda karnımızda acıkmıştı. Sahildeki Do-Do kafede birer pizza yedik. Çok da memnun kaldık. Eee artık Bosna Hersek bizi bekler.

Bana instagram sayfam üzerinden ulaşabilirsiniz.

Yorumlar