CRUİSE SEYAHATİ

PORTO RİKO Gezi Rehberi

Cruise ile PORTO RİKO – SAN JUAN GEZİ REHBERİ

Yeni Dünyaya Açılan Pencere – PORTO RİKO

Porto Riko Gezi Rehberi – Cruise seyahatimizin üçüncü gününde Karayiplerin nüfusu en yoğun şehri, Porto Riko’nun başkenti, San Juan’dayız. Gezimize başlamadan önce Porto Riko hakkında kısa bilgiler paylaşayım.

PORTO RİKO Hakkında Kısa Kısa

– Kristof Kolomb bölgeyi keşfettikten sonra, İspanyollar için deniz ticaretinin en önemli limanlarından biri olan Porto Riko, adını da buradan almıştır. İspanyolca ‘’Zengin Liman’’ anlamına gelen Porto Rico’dan. Adının şaşasına rağmen 2017’de iflasını açıklaması ne trajikomik.

-Kristof Kolomb İspanyol değil Sakız Adalı. Bazı kaynaklarda İtalyan olduğu da yazıyor. Kendi dini dışındakileri düşman gören Avrupa’daki Müslüman ve Yahudileri yok etme sevdalısı İspanyol kraliçesi İsabella’ya,’’ Bana 3 gemi ver, sana dünyaları getireyim.’’ diye teklifte bulunmuş. Kraliçe de bu isteğini yerine getirmiş. O da kraliçe için keşiflere çıkmış. Ele geçirdiği her yeri Hristiyanlaştırma nedeni de buradan ileri gelir. Bu nedenlerden dolayı herkes onu İspanyol sanır.

Kraliçe İsabella da ilginç bir karakter. Koyu Katolik. O dönemde koyu Katolikler bir doğduğunda bir de evlenirken yıkanırlarmış. Kraliçe de bu kurala uyduğu için o kadar pismiş ki, pislikten iç çamaşırlarının rengi sararırmış. Sarının bu tonu literatüre İsabel sarısı diye geçmiştir.

-Porto Riko, Amerika’ya bağlı, iç işlerinde özerk bir Karayip adası.

-Amerikanın bir eyaleti gibi olmasından dolayı, ülkeye giriş için Amerikan Vizenizin olması gerekiyor. Ülkenin para birimi de Amerikan doları.

-Her Porto Riko’lu bir Amerikan vatandaşı sayılmasına rağmen başkanlık seçimlerinde oy kullanamıyor.

-Porto Riko’da Türk dizilerini çok seviyorlar. ‘’Fatmagül’ün Suçu Ne’’ ve ‘’Muhteşem Yüzyıl’’ en sevdikleri. Bu nedenle adada Türklere sempati duyuyorlar. İşte dizilerin gücü

PORTO RİKO’YA NE ZAMAN GİDİLİR?

Kasım sonundan nisan ayına kadar olan dönem, Porto Riko’ya gitmek için en iyi sezon. Hem yağış, hem de nem oranı düşük. Ağustosun ikinci yarısı ve Eylül ayı, sadece burası için değil tüm karayipler için kasırga sezonu. Uzak durmakta fayda var.

PORTO RİKO’YA NASIL GİDİLİR ?

Bir Amerikan eyaleti sayılan Porto Riko’ya Amerika aktarmalı uçuşlarla gelebilirsiniz. Amerikalılar için de tercih edilen bir destinasyon olduğu için, bir çok şehirden çok sayıda uçuş var. Bir de bizim yaptığımız gibi Miami kalkışlı cruise seyahatini tercih edebilirsiniz.

SAN JUAN HAKKINDA …

Adını Katolik Aziz San Juan’dan almış. Kristof Kolomb adaya ayak bastığı gün, bu azizin doğum günüymüş. Bu nedenle ünlü denizci buraya bu adı vermiş.

Old Town oldukça renkli ve güzel. Limandan yürüyerek gidebiliyorsunuz. Gezilecek tüm mekânlar burada bulunuyor. Araba kiralamaya gerek yok. Her yer birbirine yakın. O nedenle rahat bir ayakkabı giymeye özen gösterin.

İnsanları oldukça sıcakkanlı ve yardımsever. Çekinmeden soru sorabilirsiniz.  Aynı zamanda çok da dürüstler. Mesela gittiğimiz restoranda garsondan romlar hakkında bilgi aldık. Bize önerdiği bir markayı aramakla uğraşmamak için kendisinden almayı rica ettik. Böyle bir politikaları olmadığı halde bizi kırmadı. Sonra tesadüf bir markette görüp fiyatına baktık, aynı fiyat. Vay be insan bir dolar bile kar eklemez mi? Alkışlar San Juan’lı arkadaşımıza.

PORTO RİKO’DA GEZİLECEK YERLER

CASTİLLO SAN CRİSTOBAL

Limandan eski şehre girdiğinizde ilk olarak size nefis manzaralar sunan bu kaleyi göreceksiniz. Gezmeye ilk olarak oradan başlamanızı öneririm. Giriş bileti 15 yaş üzeri için 10 dolar. Bu biletle Castillo San Felipe de Morro’yu da gezebiliyorsunuz. Bilginiz olsun. O nedenle sakın atmayın.

1785 yılında tamamlanan bu kale, daha çok gözlem noktası olarak kullanılmış. Özellikle, düşman gemilerinin ve denizaltılarının konumlarını ve menzillerini tespit etmek ve topçu birliklerini koordine etmekte çok büyük önemi varmış.

Burayı gezip, güzel kareler yakaladıktan sonra sahil yolunu takip ederseniz La Perla’ya ulaşırsınız.

LA PERLA

18.YY’da kölelerin ve evsiz hizmetkarların yaşaması, mezarlıkların yapılması için surların dışına kurulan bir mahalleydi. Bir süre sonra bazı çifçiler ve işçiler evlerini bu bölgenin çevresine kurdular. Yakın zamana kadar polisin de müdahale edemediği mafyatik gecekondu bölgesi olarak bilinen bu mahalle, çok güvenli değildi. İnsanlar fotoğraflarının çekilmesinden rahatsız oluyor, hatta makinenize el bile koyabiliyorlardı (Bu konuya hala dikkat etmek gerekiyor.)

Günümüzde ise turizmin nimetlerinden nemalanmak isteyen bölgede birçok cafe ve restoranlar açılmış. Hatta  bölgede yenilenen bir basketbol sahası ‘’dünyadaki en nefes kesici manzaraya sahip oyun yeri’’ seçilmiş.

La Perla ile ilgili son bir bilgi vererek konuyu kapatıyorum. 2017 yılında Maria ve Irma kasırgaları, özellikle bu bölgede bomba etkisi yaratmıştı. 2018’in başlarında Porto Riko’ya yaptığımız ilk ziyarette biz de bu duruma bizzat şahit olmuştuk. Kasırgalar sonucu bölgenin yaralarını sarmada yavaş davranan ABD hükümetini eleştiri amacıyla Luis Fonsi ‘’Despacito ’’( yavaş yavaş)  isimli şarkısının klibini La Perla’da çekmiştir.

LA FORTALEZA

Vali Konağı. Mavi büyük bir yapı. Bütün Amerika ve karayipler bölgesine yapılan ilk heybetli yapı. 1540 yılından beri Valinin ofisi burada. Şemsiyeler sokağının sonunda.

EL CONVENTO

San Juan manastırı. Yapılışı 1646’de başlamış 1651de tamamlanmış. Şu an bir otel olarak hizmet vermekte. Karşısında San Juan Katedrali var. Kristof Kolomb ada halkını katolikleştirmek için girdiği kapının karşısına bu katedrali inşa ettirmiş. Katedraldeki din adamları manastırda kalırmış.

LA FORTA (SAN JUAN GATE)

Yüzyıllar boyunca şehrin ileri gelenlerinin adaya giriş yaptığı kapı.

Bu kapıdan geçerek sefere çıkmadan önce arka caddede bulunan katedralde gidip, güvenli bir yolculuk için dua ederlermiş. Şehri çevreleyen bu surlarda, bunun dışında 4 tane daha kapı var. Onları malzemeciler ve halk kullanıyormuş. Gardiyanlar akşamları belli bir saatten sonra bu kapıları kapatarak şehri emniyete alırmış. Kapılar kapandığında dışarıda kalanlar, şehre girmek için sabah kapıların tekrar açılmasını beklermiş.

LA ROGATİVA

Duacı heykeli. 1797’de İngilizler adayı denizden kuşattığı zaman, yaklaşık 7000 kadın, yanlarına papazı da alıp İngilizlerin birliğine doğru ellerinde meşale ve mumlarla yürümüş. Karanlıkta kendilerine doğru büyük bir kalabalığın geldiğini gören İngiliz orduları, adaya takviye kuvvetlerin geldiğini düşünmüş ve korkarak şehri terk etmiş. İşte kadınların gücü.

CASTİLLO SAN FELİPE de MORRO (Uçsuz yeşil alan sonundaki kale)

16YY’da, İspanyollar tarafından yapılan büyük bir kale. Ortasında tatbikatların yapıldığı bir meydan ve bu meydanı çevreleyen mutfak, şapel, depolama alanları ve kışla var. Şehrin savunmasında önemli rol oynamış. Öyle ki San Juan’ı denizden yapılan kuşatmalarla alamayan Amerikalılar, kaleye karadan saldırıp şehri almış.

SAN JUAN’DA YEME-İÇME

1902’den beri faaliyet gösteren bir pastanesi var. İsmi La Bombonera. Bizim de planlarımızda bu pastaneye uğrayıp kahve içmek vardı. Ancak gittiğimizde kapalı olduğunu gördük. Hatta 3-4 yıldır kapalıymış. Bunun üzerine her zaman yaptığımız gibi yerel halka ‘’Bize nereyi önerirsiniz?’’ diye sorduk.

Aldığımız önerilere uyarak Chocobar Cortes’e gittik. Çok da memnun kaldık. Kahvenin yanında adalılar Mallorca yiyor. Mallorca (Mayorka diye okunuyor. İki L yan yana gelince Y diye okunuyor) peynirli salamlı krepimsi bir yiyecek. Üzerine pudra şekeri serpip yeniyor. Pek bizim damak tadımıza uymuyor ama denemek amaçlı ortaya bir tane ondan söyledik. Garsonumuzun önerisine uyarak bir de Quesito Cortes (çikolatalı peynirli börek) söyledik.

İçecek olarak da biz sıcak çikolata (yine garsonumuzun önerisiyle) arkadaşlarımız ise kahve söyledi. Levent, mallorca’yı salam ve peynir koyulmuş kürt(küt) böreğine benzetti Salam ile pudra şekeri kombinasyonunu çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Ancak düşündüğüm kadar da kötü değildi. Quesito Cortes ise güzeldi.

Sıcak çikolatayla iyi gitti. Burası her ne kadar cafe-bar olarak geçse de çok güzel yerel et yemekleri de var. Öğlen yemeği saati olmasından sanırım yerel halk daha çok bunları yiyordu. Sıra beklerken konuştuğumuz bir Porto Rikolu çift, bize et yemeklerinden birkaç alternatif önermişti ama henüz acıkmamıştık. Sizler yemek yemek için de burayı deneyebilirsiniz. Aynı zamanda çok güzel kokteylleri de var. Farklı aromalı, meşhur romları ile hazırlanmış mojitoları oldukça başarılıydı.

San Juan’ın harika kokteylleri

Kokteyl demişken, size bir önerim daha olacak. La Forta’dan ( Şehrin ana kapısı) çıkıp, sahil boyunca yürürseniz, Princesa-Cocina Cultura (İt’s Rum Time) isimli restoranı göreceksiniz. Burada dinlenme molası verip, bahçesindeki ağacın gölgesinde harika Pina Coladanızın tadını çıkarabilirsiniz. Eğer adada konaklıyorsanız, akşam yemeği için kesinlikle tercih edebilirsiniz. Bazı akşamlar canlı müzik de var.

Buradan çıktıktan sonra yol boyunca satış yapan tezgahlar göreceksiniz. Biz hindistan cevizli barlardan aldık. Çok şeker ve katkı maddesi yoktu. Hoşumuza gitti.

Bir çok menüde mofongo adına rastlayacaksınız. Plantain meyvesinden yapılan bir püre. Plantain için tatlı olmayan muz benzetmesi yapabiliriz. Görüntü olarak muza, yapısal olarak patatese benziyor.

Silver Key ve Medalla buranın lokal biraları .

Eğer vaktiniz kalırsa, limanın hemen karşısında bulunan Senor Frog’s adlı restorana uğrayarak bir bira molası verebilirsiniz. Senor Frog’s Amerika, Meksika ve Karayiplerin bir çok yerinde şubesi bulunan Hard Rock Cafe tarzı bir yer. Restoran içinde kendi mağazası da var. Uğrarsanız korsan arkadaşıma benden selam söylemeyi unutmayın.

Gemiye binme vakti yaklaşırken, yine harika anılarla San Juan’a veda ediyoruz. Porto Riko’yu ve insanlarını seviyorum. Bakalım bir daha gelmek kısmet olacak mı? Yeni rotalarda görüşmek üzere… Şimdilik hoşça kalın.

COZUMEL Gezi Rehberi

OCHO RIOS – JAMAİKA Gezi Rehberi

NASSAU – BAHAMALAR Gezi Rehberi

2 Yorum

  1. Vecihe Özışık 28 Şubat 2023
    • . 28 Şubat 2023

Yorumlar