AFRİKA

STONE TOWN Gezi Rehberi

Stone Town Gezi Rehberi — Unesco tarafından dünya mirası listesine alınan Stone Town, adanın tarih ve kültür merkezi. Arap, İran, Hint kökenli insanların yıllardır bir arada yaşadığı taş kent, tarihi dokusunu koruyarak günümüze kadar gelmiş. Binaların çoğu mercan kayalıklardan yapılmış. Bu tarihi şehri gezmek, sokaklarında kaybolmak çok keyifliydi. Zamanın içinde yolculuk yapmak gibiydi.  Bence en az iki gece burada konaklayın. İlk gün şehri gezer, keşfedersiniz. İkinci gün de Prison Island ve Nakupenda turunu yaparsınız. Bu adalar için en uygun turları buradan ayarlarsınız, çünkü tekneler buradan kalkıyor.

KAPILAR…KAPILAR…

Şehri gezerken en dikkat çeken şeylerden biri evlerin kapıları. Bir evin kapısına bakarak o evin ilk sahibinin kökenini ve maddi durumunu anlayabilirsiniz. Bir kapı ne kadar gösterişliyse sahibi o kadar varlıklı demekmiş. ( Stone Town Gezi Rehberi )

stone town gezi rehberi 1

Hint kökenli ailelerin kapılarında büyük metal çiviler var. Hint geleneğinde filler kapıyı kırıp evlere girmesinler diye kapılar böyle yapılırmış. ( Stone Town Gezi Rehberi )

stone town gezi rehberi 2

Arap kökenli evlerin kapılarında ise daha çok çiçek motifleri var.

DARAJANİ MARKET

Stone Town’un pazar yeri. Et, baharat ve balık pazarı olmak üzere üç bölüme ayrılmış. ( Stone Town Gezi Rehberi )

En uygun baharat alışverişini buradan yapabilirsiniz.

Ne kadar erken giderseniz o kadar sakin yakalarsınız. Öğlene doğru gerçekten çok kalabalık oluyor.

Balık halindeki kokuya dayanabilirseniz, buradaki mezatı seyretmek oldukça keyifliymiş. Biz öğleden sonra gittik. Mezat bittiğinden hem balık, hem de kalabalık azaldığından rahatsız edici bir koku yoktu.

stone town gezi rehberi 3

Zanzibar’ın tek toplu taşıma aracı dala-dalaların kalkış yeri de tam pazarın karşısında. Bir nevi üstü kapanmış kamyonet olan dala-dalalarla Stone Town’dan adanın diğer bölgelerine çok uygun fiyata gidebilirsiniz. Yalnız çok konforlu bir yolculuk olacağını düşünmeyin.

stone town gezi rehberi 5

SLAVE MARKET

İnsanlık tarihinin en büyük ayıplarından birini ziyaret ediyoruz. Darajani Markete yürüyerek 5 dakika mesafedeki Slave Market, geçmişte insanoğlunun ne kadar acımasız olduğunu gözler önüne seren bir yer.  Zanzibar hakkında bilgi verirken, köleliğin en son kalktığı yerin burası olduğundan bahsetmiştim. İşte o köleler burada satışa çıkarılıyordu. 1800 yılında kurulan bu Pazar 1964 yılına kadar faaliyet göstermiş. Şimdi müze olarak sergileniyor. Gezerken insanın tüyleri diken diken oluyor.

 Köleler satışa çıkmadan önce Slave Chambers denilen bölmelerde tutuluyormuş. Ufacık pencereli, alçak tavanlı bu bölmelerin her birinde en az 100 kişi kalıyormuş. Amaç günde bir kere yemek verilen bu insanların dayanıklılığını ölçmek (Ne kadar genç ve dayanıklıysan o kadar yüksek ücrete satılıyorsun.) Daha sonra dispanserde bakımdan geçirilen insanlar, şimdi Slave Memorial denen anıtın bulunduğu yerde satışa çıkarılıyormuş.

Slave Memorial

Slave Chambers’tan çıktıktan sonra karşınıza Anglikan Kilisesi çıkacak.

ANGLİCAN CATHEDRAL

Köleliğin kaldırılmasından sonra köle pazarına yapılan bu kilise, Zanzibar’ın ilk kilisesi. İngilizler tarafından yaptırılmış. Kilisenin tam ortasında ahşap bir haç var.

JAW’S CORNER

Stone Town’nın sosyalleşme merkezi. Duvarda köpek balığı resmi var.

Bir nevi açık hava kıraathanesi. Erkekler toplanıp geleneksel oyunları BAO’yu oynuyor, sohbet ediyor.

Evlerin önünde bulunan banklara BARAZA deniyor. İsteyen herkes oturabilir.

FREDDİE MERCURY’nin EVİ

Orta direk İran asıllı bir ailenin çocuğu olarak burada doğan efsane rock yıldızı, 8 yaşına kadar Zanzibar’da yaşamış. Evin o zaman ki özelliklerinden çok fazla bir şey kalmamış ama özellikle, Bohemian Rhapsody Filmini seyrettikten sonra burayı görmeden gidemezdik. Şu an bir otel olarak işletiliyor.

stone town gezi rehberi

Kasım 2019’da evin hemen yanına müze açmışlar. Giriş kişi başı 10 dolar. Çocukluk yıllarından itibaren fotoğrafları var duvarlarda. Bir de özel bölmede piyanosu sergileniyor.

Çıkışta bardakaltlığı, magnet gibi hediyelik eşya alabilirsiniz. Çok fazla bir şey olmasa da gezilmesi gerekir. Biz gezerken Show Must Go On parçası çalıyordu, etkileyiciydi. Fotoğraf çekmek yasak ama bu piyanonun önünde fotoğraf çektirmezsem olmazdı.

OLD FORD

stone town gezi rehberi 7
stone town gezi rehberi 8

Adayı Portekizlilerden korumak için Umman Sultanı tarafından yapılan bu kale içinde bir de amfi-tiyatro barındırıyor. Giriş ücretsiz.

FORODHANİ GARDENS

Burası okyanus kenarında bir park aslında. Akşamları 19.00 gibi yiyecek pazarına dönüşüyor. Pizzasından ızgara deniz ürünlerine, şeker kamışı suyuna kadar ne ararsanız var. Bazılarında masaya servis bile var. Avrupalı turistler ve yerel halk yemeklere oldukça ilgi gösteriyor.

Bize çok hijyenik gelmediği için yemek yemedik ama ben dayanamayıp şeker kamışı suyunu tatmak istedim. Şeker kamışı suyunu buz dolu bir kaba sıkıyor, daha sonra bir kupa ile kağıt bardakta servis ediyorlardı. Buzun kapalı içme suyundan yapıldığından emin değilsek uzak durmamız gerektiğini biliyordum. O nedenle elime aldığım kağıt bardağı, suyun buza değmesine fırsat vermeden doldurmaya çalıştım. Bunu yaparken de çok eğlendim. Sonuç: herhangi bir problem yaşamadım. İyi ki de öyle yapmışım. Çünkü daha sonra tanıştığımız Türk arkadaşlara bu suyu içmek biraz sıkıntı yaratmış, haberiniz olsun. Yemek yemeseniz bile bu renkli ortamı gezmenizi tavsiye ederim.

BEİT-AL-AJAİB (House of Wonder) Acayip Ev

Adanın en ihtişamlı evi. Dönemin Umman Sultanı tarafından yaptırılmış ve kullanılmış. Günümüzde sultanın eşyalarının sergilendiği bir müzeye dönüştürülmüş. Elektrik ve asansör adada ilk bu evde kullanıldığından ada halkı tarafından acayip ev olarak adlandırılmış. Biz gittiğimizde tadilatta olduğu için kapalıydı, gezemedik.

PRİSON İSLAND VE NAKUPENDA TURU

İlk gün şehri keşfettikten sonra ertesi gün için planımız adalar turunu gerçekleştirmekti. Kahvaltı sonrası saat 9:00 da tekne sahibi bizi otelimizden aldı. Yarım saat içinde teknemizle Prison Island’a doğru yol almaya başlamıştık bile

Adalara Ulaşım

Adalara ulaşım, Stone Town’dan kalkan teknelerle oluyor. Bu turu adanın diğer bölgelerinden de alsanız sizi önce Stone Town’a getirecekler yani. Bu hem daha fazla zaman hem de para kaybı demek haberiniz olsun.

Genelde Prison Island ve Nakupenda (SandBank) Adası turları birlikte satılıyor. Biz ilk önce Stone Town’da 1-2 acenteye sorduk. Paylaşımlı büyük teknelerde, öğle yemekli( öğle yemeği Nakupenda Adasında veriliyor) iki kişi için 130 dolar fiyat verdiler. Daha sonra kaldığımız otelden fiyat aldık. Yemeksiz ve bize ait özel tekneyle bu turu toplam 85 dolara ayarlayabileceklerini söylediler. Fiyatlara kaplumbağa parkına giriş dahil. Bu bize daha cazip geldi. Çünkü hem adalarda kalış süremizi keyfimize göre ayarlayacak, hem de kumların içinde zaten yemeyeceğimiz yemek için para vermemiş olacaktık. İyi ki de öyle yapmışız. Çünkü Nakupenda Adasına herkesten önce gidip doyasıya keyfini çıkardık. Grup tekneleri gelince hem mangal kokuları hem de kalabalık ortamın keyfini kaçırdı. Bizim tek dezavantajımız, teknemiz küçük olduğu için dalgalı denizde biraz fazla sallandık. Biz alışık olduğumuz için sıkıntı yaşamadık. Hakuna Matata yani.

 Aslında gidip direk tekne sahipleri ile konuşup daha uyguna da ayarlanabilir. Tekneler bizim kaldığımız Tembo House Otel ile Forodhani Gardens arasında bağlı haberiniz olsun.

Prison İsland’ın  Tarihi

Adada 1860 yılına kadar kimse yaşamamış. Zanzibar Sultanı daha sonra burayı iki Arap’a vermiş, onlar da burayı isyancı köleleri ıslah etmek amacıyla kullanmışlar.

1891 yılında ada İngiliz yönetimine geçince Zanzibar’ın İngiliz başbakanı burayı Araplardan satın alıp bir hapishane inşa ettirmiş. Bir yıl sonra tamamlanan inşaat, Afrika’da sarıhumma salgını baş gösterince karantina hastanesine çevrilmiş. Bu nedenle adanın diğer adı da Karantina Adası’dır. Hastaneye dönüştürülen hapishane, İngiltere’nin Doğu Afrika’daki sömürge ülkelerinde bulunan hastaların tedavisinin yapıldığı merkeze dönüştürülmüş.

Yapılacak Şeyler

Ada’nın simgesi dev kaplumbağaları ziyaret edebilirsiniz.

Adanın en çekici noktalarından biri de dev kaplumbağaların yaşadığı doğal park alanı

Dev Aldabra Kaplumbağaları, 1918 yılında Seyşeller Hükümeti’nin, Zanzibar Sultanına hediye ettiği kaplumbağalarının çocukları ve torunları. Burada kaplumbağaları ellerinizle besleyebilirsiniz. Kaplumbağaların yaşları mavi boya ile sırtlarına yazılmış. Yumurtlama zamanı gelen kaplumbağalar parkın bataklık kısmında yumurtluyor. Hangisi dişi hangisi erkek anlamak için kabuklarına dikkat edin. Düz olanlar dişi, hörgüçlü olanlar erkek. ( Stone Town Gezi Rehberi )

Hapishane Binası

Hiçbir zaman hapishane olarak kullanılmayan bu bina, günümüzde otel olarak faaliyet gösteriyor. Ancak siz hiçbir ücret ödemeden burayı gezebilirsiniz.

Kaplumbağaları ve hapishane binasını ziyaret ettikten sonra mercan kayalıklarla kaplı muhteşem denizinde yüzebilirsiniz. Yanınızda şnorkel götürmenizi tavsiye ederim.

NAKUPENDA ADASI (SANDBANK)

Bu ada sadece kum tepesinden oluştuğu için Sandbank olarak da anılıyor. Günün belli saatlerinde med-cezir’in etkisiyle sular altında kalan bu ada Afrika’nın en iyi plajları arasında gösteriliyor.

Adanın bir ucundan diğer ucuna 5-6 dakikada yürürsünüz. O kadar küçük yani. Bence en keyifli kısım adanın sonuna kadar yürüyüp burada karşılıklı dalgaların birbirini kucaklamasını izlemek. Sanki adanın ortaya çıkma amacı iki sevgiliyi kavuşturmak içinmiş gibi.

Nakupenda, yerel dilde ‘‘Seni Seviyorum’’ demekmiş. Bu adı bence sonuna kadar hak ediyor. Öyle değil mi?

BAHARAT BAHÇELERİ – Stone Town Gezi Rehberi

Zanzibar’ın diğer bir adı da Baharat Adası. Sofralarımıza lezzet katan, bildiğimiz ya da bilmediğimiz birçok baharat ve meyve çeşidini yetiştiği ortamda görmek ve tatmak isterseniz bir baharat çiftliğini ziyaret etmelisiniz.

Adada buna yönelik turistik gezilerin yapıldığı birçok çiftlik mevcut. Bunların hemen hemen hepsi Stone Town ile Nungwi arasında bir bölgede. Spice Tour adı verilen bu gezilere kaldığınız otellerden rezervasyon yaptırabileceğiniz gibi bizim gibi araba kiralamışsanız kendiniz de gidebilirsiniz.

Tripadvisor’dan yaptığımız araştırma sonucu biz tercihimizi Tangawizi Spice Farm’dan yana kullandık, çok da memnun kaldık.

2-3 saatlik bir gezi için kişi başı 10 dolar ücret ödüyorsunuz. Biz bu gezide karanfilin baharatların kralı, tarçının ise kraliçesi olduğunu öğrendik. Zanzibar Tarzanı’nın şovunu seyrettik. Kırmızı muz başta olmak üzere birçok tropik meyvenin tadına baktık. Lipstick fruit ile dudağımı bile boyadım. Tur sonunda ağaç yapraklarından yapılmış çeşitli aksesuarlar hediye ettiler. Gerçekten çok keyifli bir gezi oldu. Herkese tavsiye ederim.

Baharat çiftliklerinin çoğu saat 18.00’e kadar açık.

STONE TOWN’DA YEME İÇME

Mercury’s Bar : Feribot iskelesinin yakınında bulunan bu mekânda oturup, Queen müzikleri eşliğinde Tanzanya’nın muhteşem birası Kilimanjaro içmek keyifliydi. İsterseniz yemek servisi de var.

Lukmaan Restaurant : Slave Marketten çıkıp sağa döndüğünüzde 2 dakika yürüme mesafesinde. Yerel lezzetleri tatmak için ideal bir yer. Çok popüler olduğu için sıra olabiliyor. Biz pilavlarını çok beğendik.

Zanzibar Coffee House : Burası için Zanzibar’ın Starbucks’ı diyebiliriz. Tarihi dokusunu koruyan bu yerde lezzetli kahveler ve tatlılar tadabilirsiniz. Terasında oturmanızı tavsiye ederim. Buradan meşhur Zanzibar kahvesini hediyelik olarak alabilirsiniz.

Taperia : Freddie Mercury’nin evinin hemen yanındaki binada üst katta. Restoranın girişi binanın arka tarafından haberiniz olsun. İster tapas tarzı ufak atıştırmalıklar, isterseniz çeşitli deniz ürünleri yiyebileceğiniz bu mekânda bazı akşamlar canlı müzik de oluyor. Terasında da oturabilirsiniz. Ben en iyi deniz ürünlerini burada yedim.

Tembo House Otel Restaurant : Stone Town’da konakladığımız otelin restoranı. Eğer deniz kenarında, dalga sesleri eşliğinde keyifli bir yemek yemek istiyorsanız burası tam size göre.

Yemeklerin lezzeti de sunumu da oldukça başarılı. Tek eksiği, bira dâhil alkollü içki olmaması.

KİZİMKAZİ

Adanın güney sahillerinde bulunan Kizimkazi, Hint Okyanusunda yunuslarla birlikte yüzebileceğiniz bir balıkçı köyü. Deniz gelgitten çok etkileniyor. Ayrıca köylülerin balık tutmak için çaktıkları kazıklar nedeniyle yüzmek için tekneyle açılmanız gerekiyormuş. Bu sebeplerden dolayı çok kalabalık değil. Turistler buraya daha çok Dolphin Tour için günübirlik geliyor. Eğer bakir bir köy ortamında birkaç gün kafa dinlemek istiyorsanız burada konaklayabilirsiniz. Bize çok cazip gelmediği için gitmedik.

Yorumlar